Külkedisi (Cinderella) Sendromu

Ana Sayfa Blog Kişinin Kendini Tanıması Külkedisi (Cinderella) Sendromu

Külkedisi Sendromu Nedir ve Hayatımızdaki Etkileri Nelerdir?

1980’li yıllarda fark eden psikolog Colette Dowling, kadınların bağımsızlık korkusu üzerine bir kitap yazar ve “Külkedisi Sendromu”ndan bahseder.

Kitabın ana karakteri, Külkedisi Sindirella gibi iyi huylu, yardımsever, çalışkan ve güzel olup, her işin üstesinden hakkıyla gelse de, zamanla bir sebeple içinde bulunduğu duruma karşı çıkamayarak, bu durumu kabullenir. Dowling buna “Külkedisi Sendromu” adını vermiştir. Çünkü Dowling’e göre kadınlar, bazen bilinçaltlarında ‘başkaları tarafından bakılma isteği’ içine girmektedirler. Ve bu istek, yaş ilerledikçe artmaya başlamaktadır.

Buradaki durum, kadının çocukluk yıllarında yaşadığı güvensiz bağlanmalar neticesinde ortaya çıkar. Ailesi veya bakım verenleri tarafından, güvenlik ihtiyacı karşılanmamış olan kız çocukları, kendilerine olan inançlarını zamanla yitirirler. Bu özgüven eksikliğinden kaynaklanan durum neticesinde de, hayatla tek başlarına mücadele edemeyeceklerine inanırlar ve bir kurtarıcı beklerler. Evlendikleri kişi de bu bekledikleri kurtarıcıdır çoğunlukla. 

Evlilik hayatlarında genellikle eşlerine uyum sağlayarak yaşarlar. Bir süre sonra, kendi fikirleri, kendi zevkleri, kendi düşünceleri ortadan kaybolur. Eşi gibi düşünen, eşi gibi keyif alan, eşinin istediği gibi fikir üreten birisi haline dönüşürler. Yani bir nevi kendilerine yabancılaşırlar ve tek başlarına hareket edemeceklerine inanırlar. Bu durum da hayatlarında tutundukları insanların her istediklerine uyum sağlamalarına ve kendilerini yok saymalarına sebep olur. 

Fakat bu durumun uzun süren yıllar boyunca devam etmesi, kadının yorulmasına, tükenmesine ve bir süre sonra hayattan soğumasına sebep olur. Bir de ihtiyaçlarının karşılanması için, ihtiyaçlarını dile getirmek yerine sürekli beklemeye başlar. Adeta kendisi farklı bir beden olarak ortada yoktur. Eşi ile bütünleşmiştir ve kendisi için ne düşünüyorsa eşi bunları karşılamalıdır. Zamanla sürekli beklenti içine girer ve sürekli şikayet etmeler başlar. Orada kadın, kendi gücünün o kadar farkında değildir ki, istediği şeyleri kendisinin karşılayabileceği ihtmali aklına bile gelmez.

Bu tarz kişiler genellikle hayatlarına çektikleri insanlarda genel olarak, bencillik, düşüncesizlik ve ilgisizlikten şikayet ederler. Fakat çevrelerine bu insanları kendi enerjilerinin çektiğinin farkında olamazlar. Kendileri, kendilerini yoksayma eğilimde oldukları için, çevreleri tarafından da yok sayıldıklarının farkında olamazlar. Bu kısır döngü, kadın burada bir tuhaflık olduğunu farkedene ve sorgulayana kadar devam eder. 

Bu durum sadece evlilik hayatında değil, sosyal hayat ve çalışma hayatında da kendini gösterebilir. Çevrenize sürekli verici davranıyorsanız, kendinizle ilgili hiçbir ihtiyacınızı dile getirmiyorsanız ve çevrenizdeklilerin anlamasını bekliyorsanız, orada da kendinize dikkat etmenizi öneririm.

Aynı şekilde işyerinde de, herkesten daha fazla çalışıyorsanız, dikkat çekmek için size ait olmayan işleri de üstleniyorsanız ve işvereninizden veya müdürünüzden bunun görülmesi beklentisi taşıyorsanız, bu duruma da dikkat etmelisiniz.

Sizde külkedisi sendromu olup olmadığını merak ediyorsanız, aşağıdaki maddelere bir göz atmanızı tavsiye ederim :

1- Sürekli bir şeylere yetişmeye çalışmak, mükemmel olma dürtüsü ve herşeyi kusursuz yapma dürtüsü,

2- Eşi uzak bir yere gideceği zaman, panikleme, tek başına ne yapacağını bilememe,

3- Kendi ile ilgili kararları kendisi vermekte zorlanma,

4- Kendisine yapılan şeylerin yeterli olduğunu düşünmeme,

5- Bir hedefe ulaşmadan önce, son anda vazgeçme, tedirgin olma, kararsızlıklar yaşama,

6- Yaşanan sorunlarda sorumluluk almak istememe ve partnerini suçlama eğilimi.

Yukarıda saydığım örnekler, genel kabul görmüş ve kendinizi yakalama noktasında dikkatinizi çekmek için belirlenmiş örneklerdir. Konunun tam teşhisinin konması için bir uzman görüşü ve desteği olması gerekmektedir. 

Bu durumdan kurtulmak istiyoarsanız, şu adımları takip etmelisiniz:

1- Kendi sorumluluğunuzu alın. Kendinizle ilgili kararlarda sorumluluk alarak ilerleyin, kararın doğru veya yanlış olması önemli değil, kendi başınıza bu kararın arkasında durabilmeniz önemlidir.

2- Kendinize ufak hedefler belirleyin ve bu hedeflere ulaşmak için çaba gösterin.

3- Eşinizden beklediğiniz şeylerin hangilerini kendinize verebileceğinizi tespit edin ve kendi ihtiyaçlarınızın bir kısmını kendiniz karşılamaya başlayın.

4- Kendi değerinizin farkında olun ve bunu kabul edin. Hayatta var olan herkes değerlidir ve bir hayat amacı vardır, bunu unutmayın.

5- Kendi sınırlarınızı belirleyin ve kendi ihtiyaçlarınızı karşılamayı ön planda tutun.

6- Günün belli vakitlerinde kendinize vakit ayırın, yalnız kalın ve bu vakti en keyifli şekilde nasıl değerlendireceğinize odaklanın.

Konu ile ilgili videoyu izlemek içiin aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz:

https://www.youtube.com/watch?v=fwqRbe5doXE&t=8s

MİNE KANDAZ